Burak Kut

Burak Kut’un komple tiki döneminden önceki New York’ta motosikletiyle tozu dumana kattığı, çatılardan uçtuğu serseri çağını hatırlamayanımız yoktur.

Burak Kut ve iki isimli albümü.

Bu hikayenin öncesini ve tabii ki dönemin en kült şarkılarından olan, albüme adını veren çalışması Benimle Oynama’yı da.

Ancak bu noktadaki amacımız, Benimle Oynama’nın gölgesinde kalmış, daha az bilinen ama daha az değerli olmayan nadide bir eseri, Duman Üstü’yü gün yüzüne çıkarmak.

90’ların ilk yarısına hakim Türk pop ruhunun en iyi örneklerinden biri Duman Üstü. Ortaya bizim için kült, ancak gelin itiraf edelim, o kadar da kaliteli olmayan eserler koyması açısından Hakan Peker ve Tayfun ikilisinden ayırmak haksızlık olabilir birinci Burak Kut dönemini.

İşte Duman Üstü de bu konuya Burak Kut yaklaşımının en tipik örneklerinden biri. Diğerlerinde zaten aşikar olan Amerikan etkisi Duman Üstü’nde biraz daha belirginleşiyor. Lakin dönemin bu “hafif” popu zaten yeni bir şey olduğu için bir de İngilizce sokmak fazla gelmiş olacak ki şarkı “Salouvey, salou -aaaa- valavey” gibi bir şarkı İngilizce olmasa da İngilizce efekti olan (Sail away? – belki de gerçekten de İngilizce olan) bir bölümle açılıyor.

Bunun yanı sıra büyük sanatsal zeka gerektiren başka bir atraksiyon da var bu şarkıda. “Duman üstü, dumman üstü oldumman üstü, dumman üstü oldumman üstü oldum” kısmındaki ‘oldum’un dum’u ile kendisinden sonra gelen ‘duman’ın dum’u birleştirilmiş ve dinleyici ardarda 97 kez “duman üstü, dumman üstü oldumman üstü, dumman üstü oldumman üstü…” kısmına maruz bırakılıyordu. Sanırım bu şarkının bu kısmı, dönemin ‘şarkı yapamama’ unsuruna, bu işlerden tamamen anlayan insanların piyasada ne kadar az bulunduğuna, ve bu eksiklik yüzünden çoğu sanatçının eldeki malzemeyle en iyisini yapmaya mahkum olduğuna en iyi kanıtlardan birini teşkil ediyor.

Burak Kut gerektiğinde motosikletinden inip yumruğunu masaya vurabiliyordu.

Bebeto imajı ya tutmadı, ya da başka bir sebepten dolayı bundan vazgeçildi. Birkaç yıl ortadan yok olan Burak Kut, ekranlara Yaşandı Bitti ile çok havalı bir şekilde geri döndü. Motosikletiyle New York sokaklarında fink attı, arabaların üzerinden uçtu, kah unutulmuş depolarda mikrofonunun tozunu alarak, kah görünmez arkadaşlarının karşısına geçerek şarkısını söyledi. Artık üzerinde sempatiklerin elini süremeyeceği, sadece karizmatiklerin giyebileceği siyah pardesü vardı. Metamorfozunu görmezden gelemiyor, gelemediği için de yeni şarkısında eski dönemindeki şarkılarının adını zikrederek onun üzerine oynuyordu.

Aslında şarkı hedeflediği dikkati çekmeyi başarmıştı. Rock sound’u genç dimağları biraz yabancılaştırmış, ancak asla uzaklaştırmamıştı. Şarkının klibi de Kral TV’de sürekli dönüyordu. Burak Kut artık bizler için sempatik değil, çok sıkı biriydi.

90’ları rockçı olarak kapatan Burak Kut sonraki binyılda bundan da sıkıldı ve bu sefer de ekranlara ‘tiki’ olarak geri döndü.