Özledim

İzel-Çelik-Ercan… İki erkek bir kızdan oluşan bir müzik grubundan kime ne hayır gelir zaten? Hele ki bu üçlü ilkokul korosu misali şarkıları hep bir ağızdan söylemeyi şiar edindiyse… Zaten 90’lar pop müziğine baktığımızda grup kavramının bir hayli yanlış anlaşıldığını görürüz, neyse ki ‘madem grubuz haydi senkronize terennüm edelim’ düşüncesi çabuk terk edildi de dinleyiciler rahat bir nefes aldı.

İki şarkıcı ve bir spor yazarından oluşan İzel Çelik Ercan.

İzel-Çelik-Ercan önce İzel-Ercan’a dönüştü, daha sonra bu 3 genç şarkıcımız da Türk pop müziğinin taşlı yollarında yalnız yürümeye karar verdi. Ayrıldılar da iyi mi oldu tartışılır elbette, ancak konumuz hikayenin sonu değil başı, 1991 senesi ve Özledim albümü. Albüme adını veren Özledim adlı şarkının klibi, pastoral ortamıyla, özgün dans figürleriyle ve anlamsız tekrarlarıyla 90’lar tarihçesinde sağlam bir yeri kendine garantilemişti.

Aslında yalnızca bu klibi izleyerek neden İzel-Çelik-Ercan’ın kısa bir süre içinde İzel-Ercan’a dönüştüğünü anlamak mümkün. İzel ile Ercan o ağaç senin şu bank benim romanslardan romans beğenirken arkalarından sıkıntılı bakışlarla gelen, memnuniyetsiz bir ifadeyle dansımsı figürler sergileyen ve belki de müzik dünyasında kendi klibinde sıkılan ilk şarkıcı olarak tarihe geçen Çelik belli ki bu grubun fantastikliğini en baştan fark etmiş ve yol yakınken topuklarını poposuna vura vura kaçacağının ilk işaretlerini bu klipte vermiştir.

Çelik hep geride kalırdı.

‘Ulan bir işe girdik ama…’ huzursuzluğunu klibe ustaca yansıtan Çelik’in aksine Ercan’da keyifler yerindedir, kah tek hareketle bankın sırt dayama yerine zıplayarak, kah usta dansçılara taş çıkarırcasına solo kıvırtarak klibin yıldızı olmayı başarmıştır. İzel ise pejmürde kıyafeti ile kadın olmasına karşın bu klipte son derece parıltısızdır. Nitekim İzel’in 1995 yılında çıkardığı ilk solo albümü olan Adak ve bu albümün ilk şarkısı ‘Hasretim’ ile yeni bir çizgi benimseyerek dişiliğini ön plana aldığı hatırlanırsa, İzel-Çelik-Ercan yıllarından kendine önemli dersler çıkardığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. İyi de olmuş, hatırlarsanız Hasretim şarkısı, o sene aylarca Kral TV’de bir numara kalmış, ‘Denizleri aş da gel kurban olam’ dizeleri dillere pelesenk olmuştu.

Büyük değişim.

Yeri gelmişken klibin prodüksiyonundan bahsetmemek olmaz. Bu klip, dönemin popçularına hakim ‘şimdi klip diye bir olay var, amacı televizyona çıkmamız, minimum bütçeyle bu işi kotaralım, maksat klibimiz olsun’ anlayışının en somut örneklerinden biridir. En ufak bir estetik kaygısı gözetilmemiş, bir el kamerası ve bir boş kaset bir arkadaşın eline tutuşturularak en yakın parka gitmek suretiyle gerçekleştirilmiş bu klipte belli ki eldeki görüntüler şarkının süresini doldurmaya yetmemiş, bu yüzden bazı görüntüler 3 kere kullanılmıştır. Kıyafetlerin sakilliği, dansların zayıflığı, senkronizasyon fakirliği gibi unsurlar da klibi dibe çektikçe çekmiş, adeta üstüne tüy dikmiştir.

Neyse ki grup çabuk dağıldı, Türk popu da video kliplerin dinleyici kitlesini artırmada önemli bir araç olduğunu, ancak bunun için önce dinleyicileri görsellikle etkilemek gerektiğini kavradı da, bu çifte ızdırap erken son buldu.

This entry was posted in Müzik, Türk Popu and tagged , . Bookmark the permalink.

3 Responses to Özledim

  1. Pingback: Çelik | 90'lar Müzesi

  2. çok güldüm teşekkürler D

  3. Pingback: Top 10 | 90'lar Müzesi

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s