Potpuri çiçekleri hatırlamanız için ille de 90’larda ev hanımı olmanız gerekmez, belki eline bir sepet içinde potpuri çiçeği tutuşturulup öğretmenine yollanan bir çocuktunuz 24 Kasım’da, belki de potpuri tabağınızı kavramış iş arkadaşına güle güle otur ziyaretine giden bir memur. O çiçek deseniz çiçek değil, odun deseniz odun değil karışımlar bir şekilde hayatınıza girmiştir sizin de, teğet geçmesi namümkün, sadece bu manasız dekoratif nesneyi silmişsinizdir aklınızdan, biraz zorlayın, elbet siz de hatırlayacaksınız sehpanın, fiskos masasının ya da zigonun üzerinde duran, evi baygın bir kokuya boğan renkli karışımı…
Öncelikle tanımlayalım, neydi bu potpuri? Kurutulmuş çiçek, dal parçaları, kozalak, denizkabuğu, yaprak, tarçın kabuğu, yıldız anason görünümlü bir takım kuru bitkiler renklerine, biçimlerine göre harmanlanır, üstlerine de yoğun bir esans damlatılarak o malum kokuyla donatılırdı. Bazı yerlerde farklı çeşitlerde sepetlere yahut tepsilere yerleştirilmiş olarak paket şeklinde satılırdı, bazen de değişik değişik potpuriler önünüzde açık durur, ufak küreklerle torbanıza istediğiniz bitki kalıntılarından doldurur alırdınız. İlkokul yıllarımda, Vakko henüz İstiklal Caddesi’nden kaçmamışken, büyük dükkanının giriş katında açık büfe usulü potpuri çiçek satardı, sandal ağacıyla mandalina kabuğu karışımını andıran o yoğun koku baş ağrıtır, çocuk aklı Allah’ın odun parçalarının nasıl buram buram parfüm kokabildiğine anlam veremezdi.
Neden böylesine popüler bir hediyeydi, neden her Türk kadını evinin baş köşesine potpuri çiçek yerleştirmeye pek meraklıydı, bu konularda rivayet muhtelif. Sanırım pek pahalı değildi bunlar ve kalıcı olmaları bunları hediye olarak başvurulabilir bir alternatif yapıyordu. Lakin 90’ların bir çok furyası gibi potpuri çılgınlığı da rüzgar gibi geçti, o potpuriler de yavaş yavaş kokularını yitirdi, en sonunda da kaçınılmaz olarak çöpü boyladı.
Bunu alan hardal rengi – lacivert cizgili koltuk da aldi ama, onu unutmayalim. Ya da iyisi mi doksanlarin dekorasyon anlayisiyla ilgili bir post daha isteyelim.