1990’larda gücünün iyice farkına varmasıyla birlikte insanlığın kendine güveni arttı. Bu güven alternatif gelecek senaryolarına da yansıdı. Önceki onyılların sıklıkla işlediği ‘uzayda yaşam’ teması artık çok sıradandı. Tabii ki uzaya er ya da geç çıkacaktık, tabii ki günün birinde arka bahçemiz olacaktı… Uzaya 50 yıl önceki adam da çıkardı, artık yeni şeyler söylemek lazımdı. Böylece popüler kültür, 90’larda büyük bir sıçrama yakalayan genetiği keşfetti. Hücre çekirdeği parçalanıyor, koyunlar kopyalanıyor, kısacası insan artık kendi canlılarını kendi yaratabiliyordu.
İnsanın Tanrı’yı oynamasından etkilenen bilimkurgucular “Bu gidişle yakında dinozorları bile diriltiriz” deyip Jurassic Park fenomenini başlattılar. Önce kitap, sonra da film olan bu yapıt, insanın elindeki teknoloji sayesinde tarih sahnesinden çoktan silinmiş olan dinozorları geri getirmesini ve dertsiz başına dert almasını anlatıyordu.
İnsanlar Jurassic Park’ın dinozorlarından, veya belki de insanın yapabileceklerinden çok etkilendi. Bütün dünyada bir dinozor furyası aldı başını gitti. Tabii ki bu çılgınlığın başını da çocuklar çekti.
İşte bu şartlar altında Milliyet Yayın Grubu büyük bir adım atarak Dinozorlar adlı dergiyi piyasaya sürdü ve çocukların üç kuruşluk aklını aldı. Derginin yararları, artıları saymakla bitmiyordu. Bir kere adı sayesinde daha en baştan bu yaratıkların adının dinazor değil, dinozor olduğunu öğretiyordu herkese.
Dergi, takipçilerine bir kıyak yapıp bizlere 90’ların bir başka çığır açan teknolojisi 3D – üç boyut hizmetini sunuyordu. Kendisi de bir dinozor şeklinde olan üç boyutlu gözlüğün malzeme tedariği ise haftalık derginin her sayısında, orta sayfasındaki siyah beyaz bir mizansenle sağlanıyordu. Tarih öncesine ait kah bir av, kah bir kavga sahnesi, kah bir manzara böylece evlerimizde tekrar canlanıyordu.
Şu kesin ki Dinozorlar, dönemin çocuklarının kısır muhabbetlerinde yeni bir sayfa açtı. Televizyonda yıllardır görünüp çocukları etkileyen aslan, kaplan, kurt gibi hayvanlar tyrannosaurus rex’in dünyamıza güneş gibi doğmasıyla hızlıca çaptan düştü. Triceratops varken gergedanlar, diplodocus varken filler kimsenin ilgisini çekmiyordu. Yeniden keşfedilen bu dev sürüngenler varken günümüzün memelileri o kadar sıkıcıydı ki…
Dinozorlar kısa sürede kemikleşmiş bir takipçi kitlesi yaratmayı başardı. Bunda en büyük pay sahibi ise kuşkusuz derginin ilk sayısıyla parça parça vermeye başladığı T-Rex maketiydi. Önce iskeleti verildi T-Rex’in. Ayakları, omurgası, kaburgaları, kafası derken yavaş yavaş tamamlandı iskelet. Karanlıkta parlayan iskelet daha sonra plastik deri parçalarının altında kalmaya mahkum edildi. Koyu yeşil deri parçalarının yaptığı tek şey ise maketi çirkinleştirmekti, dergiciler de bunun farkında olacak ki çocuklara “siz en iyisi deriyi boyayın” öğüdünü veriyordu. Ancak uygun boyası olmayan çocuklar maketi suluboyayla boyamaya çalıştı, boya tutmadı, kurudukça dökülüp dağıldı… Üstelik deriler de tamamlanamadı, maket fosforlu iskeletin güzelliğini asla aşamadı.
Piyasaya fırtına gibi giren Dinozorlar’ın düşüşü de çocuklar açısından bir o kadar hızlı ve beklenmedik oldu. Bir gün aniden durdu baskısı, ne kadar beklediysek, umut ettiysek de on dokuzuncu sayı bayilerdeki yerini asla alamadı…
Pingback: Renkli Civcivler | 90'lar Müzesi
Pingback: Jurassic Park | 90'lar Müzesi
Ha ha, işte bu tam nostalji oldu. Ne hevesle kurcalardım bunları be. O zamanlar okuma-yazmam var mıydı hatırlamıyorum ama, en azından resimler canlandı gözümde. Eyvallah 90’lar müzesi.
ağlattınız gece gece be 😦 daha fazla kapak ve mumkunse de sayfa örneği koyabilir misiniz?
Fotoğraflardan birini, işbirliği sonucu elde ettiğimiz bir başka kapak ile değiştiriyoruz, umarım beğenirsiniz 🙂
bu derginin(sanırım)yayımlanmış tüm sayıları var bende…o dönem için gerçekten önemli bir boşluğu dolduruyordu.jurassic park’ın çizgi roman serisi de cabası…
Muhtesem ya, biz saklamamisiz dinazorlar dergisini o kadar pismaniz ki…
Ellerim titrerdi bunları alırken.O kadar severdim.Hatta annem gezmeye götürürken bile yanımda götürürdüm.Annemden dayak yemişliğim bile vardır dinozor takıntım yüzünden 🙂 Bu sayıların hepsi vardı bende.Vay be! 🙂
sünnet olduğumda dinazor dergisi istemiştim o başka bir dergiydi dinazor maketi hediye ediyordu parça parça dergiyle birlikte sadece ayakları gelmişti ona bile ne kadar sevinmiştim 🙂
aynı dergiden bahsediyor olabiliriz aslında 🙂
Pingback: Jurassic Park | 90'lar Müzesi