He-Man

Kaplumbağalar mutantlaşmadan, dişlek Bugs Bunny sağdan soldan fırlayıp bizlere “Arkidişler” diye hitap etmeden, Japonlar pokemon’larını dünyaya salmadan önce buralarda bir tek onun adı bilinir, sokak oyunları onun üzerine kurulurdu. Onun dostu bizim de dostumuz, düşmanı bizim de düşmanımızdı. İşte karşınızda eski dostumuz He-Man.

"Gölgelerin gücü adına! Güç bende artık!"

1983 yılında yaratılıp ecnebi çocuklarının gönlünde taht kuran He-Man (tam orijinal adı “He-Man and the Masters of the Universe), 90’lar arefesinde yurdumuza da uğradı. Yıllarca muhtelif televizyon kanallarında dönen bu Amerikan yapımı çizgi dizi 90’lar çocuklarının televizyon izleme alışkanlıklarına yön veren bir yapımdı ve bu alemdeki ilk aşklarındandı.

He-Man kelime olarak “o adam” gibi bir anlama geliyor. Çizgi filmi yaratanlar karakterin erkekliğine delicesine vurgu yapmak veya “it girl” kavramına bir saygı duruşunda bulunmak istemiş de olabilirler tabii, ancak sanırım He-Man adını parmakla gösterilecek örnek bir kahraman olmasından alıyor.

Güç kılıcı sizdeyse sırtınız yere gelmezdi.

Çizgi dizi Eternia adlı bir evrende geçiyordu. He-Man, veya gerçek adıyla Adam, dünyayı ele geçirmek isteyen kötü kalpli İskeletor’a dostlarıyla birlikte engel olmaya çalışıyordu. Ancak Adam kötülüğe karşı yürüttüğü savaşı He-Man sanıyla yapıyordu. Güç kılıcını alarak kalenin kapısında gücü çağırıyor, çağırdığı gücü korkak kaplanı Titrek ile de paylaşıp onu Atılgan adında yılmaz bir savaş makinesine dönüştürüyordu.

Normal hayatında bir Prens, tehlike anında ise yarı çıplak bir kahraman olan He-Man’in değişimi jenerikte uzun uzun görülebiliyordu. Ama değişim dediysek gözünüzün önünde Dr. Jekyll ve Mister Hyde gibi bir değişim canlanmasın. He-Man’in değişimi biraz dandikti açıkçası. Günlük hayatta da bir hayli kaslı olan Prens Adam’ın kendine has saç kesimi bile değişmiyordu. Kalenin önünde kılıcıyla şimşekleri çağırıyor ve ışık mışık şov derken He-Man’in yalnızca kıyafetleri, biraz da ten rengi değişiyordu: bu gerizekalı evrende Prens’in soyunup solaryuma girmiş hali olan He-Man’in Prens Adam olduğunu yalnızca birkaç kişi biliyordu; üstelik ikisinin de yeşil birer hayvanı olması kimseyi kıllandırmıyordu.

İşte inanılmaz değişim. Prens Adam'ın He-Man olduğuna kim nasıl inansın?

Renkli gardrobu ve tercih ettiği kıyafetleri hep tartışma konusu olan He-Man’in birkaç tane yakın dostu vardı ve bu dostları He-Man’i İskeletor’a karşı olan savaşta asla yalnız bırakmıyordu. Bu dostlar He-Man’e o kadar yakındı ki, He-Man onlara gerçek kimliğini, yani günlük hayatta metroseksüel bir prens olduğunu itiraf etmişti.

He-Man ve tuhaf arkadaşları.

Atılgan’ı saymazsak bu elit tim General, Büyücü ve Orko’dan oluşuyordu. Ancak açıkçası bu yardımcıların ne işe yaradığı biraz muğlaktı, zaten He-Man iddia ettiğine göre evrenin en güçlü adamına dönüşüyordu (birkaç yıl sonra Pete ve Pete’teki Artie de aynı iddia ile ekranlara gelecekti), o halde yardımcılara ne gerek vardı?

Kötü adamımız İskeletor ise kendi dünyasında yaşıyordu. Kötü biri olduğu için nihai amacı tabii ki dünyayı, yani Eternia’yı ele geçirmekti, ancak bunun için He-Man’in koruduğu kalede saklanan sırlara ihtiyaç duyuyordu. Evindeki tahtında kukumav kuşu gibi oturup türlü planlar yapar, aralarında hayvan-insan karışımı esrarengiz bir yaratığın da bulunduğu yardımcılarıyla He-Man’in kalesini ele geçirmeye çalışırdı. Malum yol uzundu, önce kaledeki sırlar elde edilecek, sonra da dünya ele geçirilecekti. Maalesef zekası pek parlak olmasa da, şekil şemal itibariyle en iyi kötü adamlardan biriydi İskeletor.

İskeletor dünyayı ele geçirmek istiyordu. Nasıl istemesin...

Çizgi film yapmanın akıl almaz bir emek istediği bir dönemde He-Man bütün dünyada kendi kültünü yaratmayı başardı. Öyle ya, bir karakter konuşacaksa yalnızca dudaklar aşağı yukarı oynar, resmin gerisinde istisnasız başka hiçbir şey asla oynamaz, yaprak kıpırdamazdı. Kolay mıydı bilgisayar yokken kare kare çizmek bunları? Ancak He-Man kendi başarısının farkındaydı besbelli: He-Man’in yaratıcıları “Madem bu tuttu, yenisini yapalım” diyerek He-Man’in kızkardeşinin maceralarını anlatan She-Ra adlı çizgi diziyi piyasaya sürdü.

Şimdi neredeyse retro kaçan iki boyutun ne kadar güzel bir şey olduğunun en büyük kanıtlarından olan He-Man, yalnızca dünya çocuklarının değil, 90’lar Türk çocuklarının da en efsane çizgi filmlerinden biri. Kim bilir kaç küçük çocuk pazardan vb. alınan gri plastik kılıcı elinde evin koridorlarında koşturmuş, bir mağara kapısı bulamadığı için evdeki herhangi bir kapının önüne geçip “Gölgelerin gücü adına!! Güüüç bende artııık!” diye bas bas bağırmıştır…

This entry was posted in Televizyon and tagged . Bookmark the permalink.

6 Responses to He-Man

  1. Pingback: Nickelodeon Çizgi Filmleri | 90'lar Müzesi

  2. o bağıranlardan biri benim:)) kılıcım hala durur, kuzenime emanet ettim :)) bir de power rangers vardı. onu da yazarsanız çok sevinirim.

  3. Pingback: Xena | 90'lar Müzesi

  4. :DD He-man kılıcım vardı ve kesinlikle bende bağırdım ama Ben de Tundercat daha tesirli oldu bağırdıkça kılıcı uzayan batman gibi gökyüzüne ışık yansıtan 😀

  5. Pingback: Sailor Moon | 90'lar Müzesi

  6. Mustafa says:

    Orko ve İskeletor hey gidi..eski dostlar. 🙂 az önce izledim tekrar biraz.. 2D gibisi var mı bee..pazardan kılıç alanlardan biri de bendm .d

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s