90’lar, malumunuz, Türkiye A Milli Futbol Takımı için fırtınadan önceki sessizlik dönemi. 1991 Akdeniz Oyunları’nda dikkatleri çekmeye başlayan Ümit Milli Takım’ın iskeleti üzerine “gurbetçi futbolcu” kavramının ortaya çıkmasıyla gerekli takviyeler yapılmış ve milli takımımız tarihinde ilk defa 1996 yılında Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılmıştır. Kolay olmayan bu süreçteki heyecan dolu Macaristan ve İsviçre maçları neticesinde İngiltere yolları gözükmeye başlarken, babayı ilk defa küfrederken gören neslimizin çocukları gerçeklerle yüzleşmeye başlamıştı.
Futbolun milliyetçilikle birleştiği anda ne çeşit bir manyaklığa dönüştüğünü kavramanın eşiğindeki 90’lar çocukları, Euro 96’yla beraber yepyeni bir tutkunun esiri olmuştu. Yıllarca kartondan yapılmış, birbirine yapıştırılmış halde satılırken kenarlarındaki tırtıklardan ayrılarak biriktirilen (tasviri zormuş) futbolcu kartlarıyla “ele mi yere mi?” gibi terimlerle pişti benzeri oyunlar oynamış çocuklarımız, Panini şirketinin ürettiği albüm ve çıkartmalarla bambaşka bir çılgınlığa sürüklenmişti.

EPM: Edizioni Panini Modena ve komik bir şövalye.
Panini Group, eski gazete dağıtıcısı Giuseppe ve Benito Panini (Panini Biraderler) tarafından 1961 yılında Modena’da (İtalya) kurulur. Panini biraderlerin eline bir gün Milano’da Nannina isimli bir matbaanın elinde patlayıp satılamayan bir miktar “figurina” (19. yy’da Fransa’da ortaya çıkan bir ürün olup, üzerine reklam amaçlı olarak tekil bir resim veya resimli bir hikayenin tek bir sahnesinin basıldığı karton parçasından ibarettir) geçer. “Satarız biz bunları” gazıyla harekete geçen Panini biraderler tahminlerinin çok üzerinde satış rakamları yakalarlar. 1970 Meksika Dünya Kupası’yla ilk defa uluslararası piyasa çıkıp ilk çıkartmalarını üreten şirket, ileride Marvel’le, Coca Cola’yla ortaklıklar kuracak, dünyanın dört bir yanında şubeler açacak, dünyanın en ünlü liglerinden lisans sahibi olacak ve basım, multimedya uygulamaları, futbol istatistiği toplama teknolojileri, koleksiyonculuk…v.b. sektörlerde yüksek rekabet gücü olan Panini Group ortaya çıkacaktır.
Euro 96 Çıkartma Albümü, bir adet boş albümden ve çok sayıda çıkartmadan müteşekkildi. Çıkartmalar şampiyonaya katılan takımların futbolcularının büstten çekilmiş fotoğrafları, takım fotoğrafları, milli takım logoları; maçların oynanacağı İngiltere’deki şehir ve stadyumlar, şampiyona tarihine damgasını vurmuş takım ve futbolcuların fotoğraflarını içerirdi; Bunlar albümdeki çerçevelere yapıştırılarak koleksiyonun tamamlanmasına çalışılırdı.
Tabi koleksiyonun tamamlanması ideal bir neticedir ancak idealler adı üstünde hayallerde yaşar; tamamlanmış bir albüme ulaşmak da pek az çocuğun gerçekleştirebileceği bir hayaldir. Örneğin, Türk futbolcularının çıkartmaları bazı satış noktalarında (market, bakkal, kırtasiye…v.b.) pek bolken bazılarında hiç yoktur. Bazı yerlerde satın alınan her paketten stadyum ve şehir çıkarken, bir diğer yerden genellikle nostaljik futbolcular çıkar. Eksik çıkartmalar ise mahalle ve dönemin baskın çıkartma kuruna göre çocukların elinde fazladan bulunanlar arasında takas edilirdi. Tarihin gelişimindeki doğallığın yüzünü kara çıkartmayacak bir şekilde, arz talep seviyeleri Euro 96 çıkartmalarında da önce bir piyasa ve ticaret, ardından da fiyatlandırmayı doğurdu. Takdir edersiniz ki bir Baggio rahatlıkla 5 tane Romanya milli takım fotoğrafı ederdi… Hatta bazı futbolcuların kartları o kadar bol olurdu ki albüme sığmaz, gardropların kapaklarına, masalarımızın yüzeylerini mesken tutardı.

-Adamın saça bak, ne garip lan! -Olm ağaç o. -Yok lan, bildiğin saç.
Nereden geldiği belli olmayan junior çıkartma simsarları dönemin popüler şahsiyetleriydi. Bunun yanında Gerd Müller bir istisnaydı. Baba her albümde bulunur ve önünde durduğu ağacın yaprakları saçlarına karışmış biçimde gönüllerimizi fethederdi.
Albüm, onu hayatının amacı olarak benimseyip her türlü ayrıntısını inceleyen şahsım gibi psikopatlar için eğitici-öğretici ve sorumluluk yükleyici bir misyona sahipti. Şampiyona takviminin olduğu bölüm sanki sonuçlar oraya yazılmasa maçlar tarihin tozlu raflarında unutulacakmış gibi özenle doldurulur ve gözden geçirilirdi. Albümün son sayfasındaki eleme turunun maç sonuçları ve puan cetvelinin bulunduğu bölümde ise her ülkenin ismi kendi dilinde yazıldığı için Avusturya’nın Österreich, Finlandiya’nın Suomi, İsveç’in Sverige ve Yunanistan’ın Hellas olduğu ilk burada öğrenildi. Kah Kuntz, Högh ve Dartilov’un çıkartmalarının altındaki Türk takımı isimlerini görüp gururlandık, kah çocuk kafamızla insanları dış görünüşleriyle yargılayıp; Bulgar Ivanov, Rus Nikiforov ve Tsymbalar ve İngiliz Platt’le dalga geçtik.
Bilirsiniz, “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” adıyla Türkçeye çevrilen bir kitap vardır (“Football Against the Enemy” – Simon Kuper). Biz bu düsturun üzerine düşünemeyecek kadar başka şeylerle meşgul olsak da çocukken onu iliklerimize kadar benimsemiştik. Futbolun sadece futbol olmadığı yönü ise dimağlarda hep mafya, şiddet, muhafazakarlık, şike gibi konulara özdeşleştirilmiştir. İşte size bir karşı örnek: futbol bazen de sabır, emek, mizah, hikaye ve bilgidir.
Çoğumuzun hayallerinde yaşayan tamamlanmış Euro 96 albümünü, müzemizin en nadide parçalarından biri olarak sizlerle paylaşıyoruz sevgili müzeseverler, tam ekran yapıp, sayfalarını çevire çevire inceleyebilin diye…
Kardeşimden arta kalan bütün yakışıklı futbolcuları biriktirirdim ben de. (pek yoktu maalesef). Yalnız nasıl bir tutkuysa bu yalnızca kitapçıkla sınırlı kalmadı. Bütün dolapların ve oda kapısının üzerlerinde hala tüm uğraşlarıma rağmen çıkaramadığım futbolcu resimleri mevcut. Futbolla hiç ilgisi olmayan ben laudrop kardeşleri, victor’u, marco’yu tanıyorum. Hey gidi günler 🙂
İtalya ve Portekiz yakışıklı erkek konusunda zengindi. Bir de İsviçre’deki Türk asıllı Kubilay Türkyılmaz’ı unutmamak lazım. Sezar’ın hakkı Sezar’a:)
aah ah…
Arabalı uçaklı Turbo sakızlardan da isterük yanına! 😀
http://90larmuzesi.com/2010/11/20/500-bine-ne-var-pt-1/ 🙂
Bana 90ları ve çocukluğumu en çok hatırlatan şey.Mümkün olduğunca saklıycam o albümü.Hatta İtalya sayfasında eksik olan Maldini çıkartmasını alabilmek için 3-4 tane çıkartma vermiştim arkadaşıma
Albümün ve çıkartmalarının bir kaç değişik yönü de vardı; Ülkelerin futbol federasyonlarınınki gümüş yaldızlıydı ve parlıyordu.TFF çıkartması ay-yıldız ile çok fıyakalıydı.Futbolla ilk ilgim bu albümle başladı demem yanlış olmaz.Çıkartmalarına iyi para yedirdiğim halde tamamlayamamıştım albümü 😦
Euro 96 çıkmadan bir kaç hafta önce reklamı yapılmıştı acayip sevinmiştim bu dergi için günlerce beklemiştim ve sonunda elime geçti ve futbolcu çıkartmaları tek tek özenle yapıştırmıştım maçları fikstüründen takip edip çizmiştim ülke isimlerinin ingilizcesini bu albümden öğrendim diyebilirim şimdi kömürlükte olması lazım bulursam resimlerini paylaşacağım buradan