Çoğumuz bu Hakan Peker eserini “Böyle de berbat bir şarkı vardı ya” diye hatırlayacaktır. Ancak bu şarkının ne kadar kötü olduğunu anlamak için kesinlikle tekrar dinlemek gerekiyor; çünkü 90’larda büyümüş, kalitesizliğe alışkın çocuk beynimize kazınandan anımsadıklarımız bu şarkıdaki cevheri yakalamak için yetersiz kalabilir.
Abone‘nin can yoldaşı olan bu şarkı, Tayfun’un Hadi Yine İyisin’i ile birlikte hafif Türk popunun patladığı 90’ların başlarında atılan o kalitesizlik tohumlarının tavan noktasıdır bence. Ama burun farkıyla da olsa kazanan Hey Corç oluyor. Ve müzemizin ilk öğelerinden biri olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Amerika’nın ‘sıkı’ gençlerinin yansıması olan bir evren yaratan şarkımız 14 yaşındaki illet ergen gençlere hitap ediyor. “Hey zil çaldı mı? / Kızlar çıktı mı?” dizesi ile müthiş bir giriş yapıyor şarkı ve o an kahramanlarımızın “okul bitse de gitsek” ve “madem okula gelmek zorundayız, bari kız peşine düşelim” mantalitesinde serseri gençler olduğunu anlıyoruz. Kahramanlar tabii ki öğretmenden gizli bir haltlar karıştırıyorlar ve tek dertleri Hülya ve Rüya ile bir double date ayarlayabilmek. Bu noktada söz yazarımız “Ali ne abi, Ali diye karakter mi olur bu devirde” dediği için çiftlerimizi Hülya & Corç ve Rüya & Maykıl olarak tanımlamak durumunda kalıyoruz. Neyse, şarkının sonraki bölümlerinin içerdiği aktiviteler ise birbirinden heyecan verici: kızlarla takılmalar, maç izlemeler, sinemaya gitmeler, hatta ve hatta kahvede kumar oynamalara varan lanet olası aktiviteler gençlerimizin günlük hayatını süslüyor.
Eğer bunlar yeterli değilse verse’lerin sonundaki tek mısralık bölümler gençlerimizin coolluk kaygısını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. “Okulun kapısında dikil ha / Moruk paraları sökül ha / Manitanın arkasından çekil ha / Eylülü unutma sıkı çalış ha”. İşte hayatın tadını yakalamış, dersleri kötü, kız peşinde koşturan ideal serseri gençler.
Ancak bu şarkının üzerinden geçen bunca yıl “manitanın arkasından çekilmek” eyleminin üzerindeki gizemi bir parça olsun dağıtmaya yetmedi.
Bu kelimeler arasındaki kozmik uyumu bir kenara bırakırsak, şarkıda müzik adına pek bir şey olmadığının da farkına varabiliriz. Dünyanın en düz vokali, en zayıf melodileri … Şarkıdaki tek albeni “dıp dıp dıırırım dururum dıp dıp dıırırım” riff’ine ek olarak şarkının sonunda, yüz bin kere tekrar edilen “Olmaz Maykıl bende de yok” dizesinin ardından gelen “Olmaz Maykıl bozuk yok” bölümü; hatta bu bölümde tonlama bile değişiyor ve akabinde şarkı “Hey Corç!” diye bitiveriyor.
“Hakikaten o kadar kötü müydü ya?” diye merak edeniniz olduysa eğer, şarkının stüdyo versiyonundan biraz daha farklı, kendini Amerikalı sanan çakma Grease gençliğini ve bu gruba eşlik eden Chaplinli, Hitlerli, Kleopatralı, Ramsesli fantastik klibini izleyebilir. Ancak aşırı saçma klip, kendi saçmalığının farkında olduğu için pek gülemiyoruz, ‘şakaysa hiç komik değil’ misali. Ancak dönemin kamuoyunun baskısına dayanamayıp “Olmaz Maykıl, yandan kaykıl” esprisi de eklemeleri tabii ki hoş bir detay.
Şimdi herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Biz Dünyayı Kurtaran Adam’ı yapmış bir milletiz. Nasıl ona sahip çıkıyorsak, bakıp eğleniyorsak, unutulmasına izin vermeyip muhabbetlerimizde yer veriyorsak, Dünyayı Kurtaran Adam’ın sinema için yaptıklarını henüz emekleme dönemindeki pop müzik sektörümüz için yapan Hey Corç’a sahip çıkmalıyız, yitip gitmesine izin vermemeliyiz. Bir dönem bununla büyüdü, bir dönem bütün bir ülkenin dilindeydi bu şarkı. Şimdi bakıp “Aa ne kötüymüş” deyip tarihin tozlu sayfalarına gömmek olmaz, olamaz.
Ancak ben de, her şeyi geçtim, dönemin şartları, kültürü, alışkanlıkları, içinde bulunulan durum ne olursa olsun,
“Evet sayın bay,
Biraz öne kay,
Vay canına vay…”
dizeleri nasıl bir şarkıya girebilir, nasıl?
Pingback: Hadi Yine İyisin | 90'lar Müzesi
Pingback: Duman Üstüm | 90'lar Müzesi
Pingback: Kenan Doğulu | 90'lar Müzesi
Pingback: Yonca Evcimik | 90'lar Müzesi
Hakan Peker, bu klibi izle ve titre diyorum!
Zamana göre yapılmış bence çokta kötülememek lazım 🙂 5. sınıf tv kanallarında (alttan sürekli mesaj geçen kanallar) hala 90’ların gerisinde kalmış söz müzik ve klipler dönmekte,diyor ve,
Karanlığa çak,
Çak bir kibrit gecelere
diyerek noktalıyorum 🙂
Pingback: Burak Kut | 90'lar Müzesi