Ansiklopedi

Ansiklopedi, temel bilgiye aç hale gelen kitlelerin ihtiyaçlarını gidermek (veya bu ihtiyacı bizzat doğurmak) amacıyla binlerce yıl önce ortaya çıkmış uzun ve detaylı bir bilgi kaynağıydı. Geçmiş zaman kullanıyoruz, çünkü maalesef ansiklopediler de, Denis Diderot’nun, hayatının eseri ve modern ansiklopedilerin temeli Encyclopédie’yi yayınlamasından yaklaşık 250 yıl sonra, diğer birçok analog unsur gibi değişen çağın acımasızlığı ile tarihe gömülmek üzere.

Temel Britannica, boyut - bilgi paritesinde yakaladığı optimum performansla en başarılı ansiklopedilerdendi.

Ancak bu düşüşlerinden önce bir altın çağı olmadı değil ansiklopedilerin. Gazetelerin büyük kupon savaşlarının ansiklopedi muharebesi, ansiklopedi setlerinin birer ikişer tüm evlere girmesini, Temel Britannicaların, Grolierlerin evlerin büfelerini süslemesini sağladı. Böylece Walt Disney’in Mickey’li İlk Ansiklopedim serisinin uğramadığı evlerde yaşayan çocuklar da Memo Larousse, Ana Britannica, Grolier Americana gibi dev seriler vasıtasıyla ansiklopedi konsepti ile tanıştı. 

Dediğimiz gibi gazetelerin çok satma kaygısı sayesinde 90’lar Türkiye’sinde ansiklopedinin uğramadığı hane bulmak zordu. En azından, ebeveynimiz kupon toplayıp kitap teslim almaktan ölesiye sıkılana kadar bir hevesle alınmış, her serinin ilk 5-10 bölümü bulunurdu evlerde.

Ansiklopedilerin isimleri, pek sorgulanmasalar da, biraz tuhaftı açıkçası. Kim “Şu Ana, şu Temel Britannica olsun… Buna da en çok Meydan adı yakışır.” diye karar veriyordu bilinmez, ancak o tuhaf isimler bir şekilde hafızalara kazındı.

Bol dinozorlu sayısıyla gençleri kalbinden vuran Junior Larousse.

Ansiklopedilerin rekabeti zamanla kızıştı, ve alfabetik ansiklopedilere tematiklerin de eklenmesiyle artan rekabet sonucunda bu kutsal bilgi kaynakları hedef kitlelerini paylaşma yoluna gittiler. Gazeteler de bu paylaşımı kupon karşılığı evlere taşımayı boyunlarının borcu saydı. Ancak bilmiyorlardı ki doyma noktasına katiyen ulaşamayan Türk halkı birbirinden farklı farksız ne kadar ansiklopedi verilirse alacaktı. Yine de ansiklopediler çeşitlendi, tematik ansiklopediler Junior ve Tema Larousse ile gelen ikinci ansiklopedi dalgası da atalarının ardından salonumuz vitrinlerindeki yerini aldı.

İlk Ansiklopedim okumayı yeni sökmüş bebelere hitap ediyor, bol resimli sayfalarıyla Junior Larousse ise canı sıkılan çocukları kendine çekmeye çalışıyordu. Öyle çok da yer kaplamayan kalburüstü bir ansiklopediye sahip olmak isteyenler Temel Britannica’yı tercih ediyor, daha kalıcı ve sağlam bir bilgi kaynağı peşindekiler ise Ana Britannica ile Grolier Americana gibi büyük sayfalı kalın ansiklopedilere yöneliyordu.

Eski yılların eski konuları...

İnternet yokluğunda ansiklopediler, ödev yapacak öğrencinin neredeyse yegane kaynağıydı. Ödev konusunu anlatan cilt, her cildin kapağında, ansiklopediyi veren gazetenin logosunun yanındaki içerik anahtarlarına bakılarak seçilir, cildin içerisinde sayfalar çevirilerek madde bulunurdu. İşimize yarayan bilgi bulabilirsek ne ala, bulamazsak diğer ansiklopediler karıştırılır, çok elzem bir şey ise komşuya bile sorulurdu. Bir hanede olmayan bir ansiklopedi mutlaka apartmandaki başka bir haneye girmişti…

Bu istisnai haller dışında ise ansiklopediler şık bir dekordan (veya step tahtalığından), adıyla dönemin kıt zekalı çocuklarının seviyesiz esprilerine konu olmaktan pek öte geçemedi. Cildi parçalanmış, hakkı verilmiş ansiklopedilere rastlamak zordu, en çok aşınmış sayfalar belki aslan kaplan gibi küçük dünyamızın ilginç öğelerinin veya “seks” başlığının bulunduğu sayfaydı; ancak şurası kesin ki öyle veya böyle, ansiklopediler ileriki yıllardaki ilgi alanlarımızın oluşmasına, veya en azından erken tanımlanmasına önayak olmuşlardı.

Takdir edersiniz ki Google ve Vikipedi gibi şeylerin olduğu çağımızda, güncellenemeyen bilgilere, şehirleri sokak sokak inceleyemediğimiz atlaslara yaşam alanımızdan yer açmak, ciltlerin sayfalarını çevirmek, aradığımız şeye rastlayana kadar hızlı okumalar yapmak biraz hamallık gibi kaçıyor. İnsanoğlunun iki bin yıllık ansiklopedi sevgisinin ister sonu geldi, ister şekli değişti deyin, ancak şu an belki kitaplığımızın en arka rafına saklanmış ansiklopedilerin işlevselliği ne yazık ki 90’lara gömüldü…

This entry was posted in Gündelik Hayat and tagged , . Bookmark the permalink.

4 Responses to Ansiklopedi

  1. İzzi says:

    Ansiklopedi okumayı çok özlemişim onu farkettim, ve gazetelerin ard arda ansiklopedi dağıttığı günleri, o ansiklopedilerden el yazısı ile dönem ödevi yapışımı, onlar yetmezse gittiğim kütüphanenin kokusunu.. Herşey ne kadar hızlı değişti.

    Şimdi wiki okuyoruz ama basılı yayınları okumanın keyfi gerçekten ayrı.

  2. ansiklopedi says:

    Ansiklopedik bilgiye bayılıyorum teşekkürler 😀

  3. Didem says:

    genç larousse vardı.dergi gibi bir ansiklopediydi. çok severdim.

  4. cinemaker says:

    meydan larousse ansiklopedisi vardı bende esrarengiz canlılar dinozorlar fosiller filozoflar 16-17yy sanatçıların resimleri çok ilgimi çekerdi

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s